G-CV0ZL47F6D
USD32,23
EURO35,16
GBP41,12
BIST10.319,96
GR. ALTIN2.465,66
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

‘Tütün kullanımı corona riskini 14 kat arttırıyor’

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

‘Tütün kullanımı corona riskini 14 kat arttırıyor’ / Haberin Peşinde Urfa

1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle açıklama yapan Türk Toraks Derneği Torasik Onkoloji Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Pınar Çelik tütün ürünleri kullanımının Covid-19’a yakalanma riskini 14 kat arttırdığını belirtti. Prof. Dr. Tuncay Göksel ise bu süreçte hastaneye giderken alınması gereken önlemleri anlatarak mümkünse toplu taşımaya binilmemesi ve hastanede rastgele dolaşılmaması gerektiği konusunda uyardı. 

Dünyada her yıl yaklaşık 2 milyon kişi akciğer kanseri tanısı almakta ve yaklaşık 1,8 milyon kişi akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 35 bin insan akciğer kanseri tanısı alıyor. Ülkemiz dünyada akciğer kanserinin en çok saptandığı 9. ve erkeklerde akciğer kanserinin en çok saptandığı 3. ülkedir.

Akciğer kanserinin en birincil nedeni olarak hala tütün ve tütün mamulleri kullanımı yer alsa da Covid-19 pandemisi ile önemli bir risk daha oluştu. Hastalar virüs korkusuyla hastaneye gitmekten çekiniyor ve bu nedenle erken teşhis şansı ortadan kalkıyor.

Bu süreçten en çok etkilenen hasta grubunun akciğer kanseri hastaları olduğunu ifade ederek insanların şikâyetleri için doktora başvurmaktan kaçmamaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Çelik, “Akciğer kanseri erken evrede saptandığında ve cerrahi yöntemlerle tedavi edildiğinde daha uzun bir sağ kalım beklentisi sağlamaktadır. Fakat Covid-19 pandemisi döneminde hastalık bulaşmasından korkulması, geç hastane başvurularının en önemli nedenidir. Bu nedenle Covid-19 pandemisi sırasında hastaneye başvuramayan ve sonrasında tetkik edildiğinde ileri evrede saptanan yeni tanı akciğer kanseri hastaları olmuştur” dedi.

“AKCİĞER KANSERİ HASTALARI ENFEKSİYON RİSKİNE SAVUNMASIZ”

Akciğer kanseri tedavisi gören hastaların ise enfeksiyon riskine karşı daha savunmasız olduğunu ifade eden Prof. Dr. Pınar Çelik sözlerine şöyle devam etti:

“Akciğer kanseri tanısı ile tedavisi devam eden hastaları COVID-19’dan koruma en önemli önceliğimiz olmalıdır. Kemoterapi veya radyoterapi gibi tedaviler alması gereken ya da ameliyat olması gereken akciğer kanserli hastaların mevcut süreçten zarar görmemeleri için tedavi ve izlemlerinde değişiklikler yapılması gerekmiştir. Tedavisini hastanede alması gereken hastaların tedavilerine izolasyon önlemlerine çok dikkat ederek devam edilmiştir. Fakat her türlü önleme rağmen Covid-19 tanısı alan akciğer kanseri hastaları olmuştur. Akciğer kanseri hastalarının Covid-19 virüsünün yarattığı etkilerden diğer hasta gruplarına göre daha kötü etkilendiği gözlenmektedir.

“TÜTÜN ÜRÜNLERİ COVID-19’A YAKALANMA RİSKİNİ 14 KAT ARTTIRIYOR”

Türk TORAKS Derneği olarak geçtiğimiz günlerde ‘En az 2 hafta tam kapanmanın’ gerekliliği yönünde yapılan çağrıya da dikkat çeken Prof. Dr. Çelik, “Son günlerde artan COVID-19 hasta sayıları da dikkate alındığında COVID-19’a yakalanmamak için önlemler alınmalıdır. Tütün ürünleri akciğer kanserinin en önemli sebebidir ve COVID-19’a yakalanma riskini 14 kat arttırmaktadır. Bu nedenlerle tütün ürünleri kullanılmamalı veya bırakmak üzere uygun danışmanlık alınmalıdır. Bağışıklığı güçlendirmek için ev içinde uygun egzersiz programı uygulanmalı, yeterli uyku alınmalı, iyi bir duygusal durum sağlamak ve gerginlik, kaygı ve diğer duyguları hafifletmek için uygun bir yöntem uygulanmalıdır. Hastalarımız, kötü duyguları yatıştırmak için gevşeme egzersizleri yapmalı, izolasyona dikkat ederek dışarı çıkmalıdır. Gerekirse çevrimiçi psikolojik danışmanlık için başvurulmalıdır. Dengeli beslenmeye dikkat edilmelidir. Son olarak, vücut ısısı ve solunumsal yakınmaların izlenmesi, varsa erken dönemde tespit edilmesi için mümkünse en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” dedi.

HASTANE BAŞVURUSU GEREKLİLİĞİ OLURSA ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Günlük poliklinik ve acil servis başvurularının yanı sıra hasta yatışları sırasında hastalar ve yakınlarının korunması için de önerilerde bulunulurken. Türk Toraks Derneği Torasik Onkoloji Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tuncay Göksel alınması gereken önlemleri sıraladı.

Poliklinik ve acil servislerde hastalarımızın kendini koruması:
*Hastanede uzun süre beklemekten kaçınmak için poliklinik randevuları önceden alınmalı.
*Tedavi için gidip gelmelerde özel bir araç kullanılmalı ve toplu taşıma araçlarından kaçınılmalıdır.
*Hastalarımız ve aileleri maske takmalıdır.
*Hastalarımız belirlenen bir alanda bir doktora muayene olmalı, hastanede rastgele dolaşmaktan kaçınmalıdır.
*Çevre yüzeylere ve hastanedeki nesnelere dokunmaktan kaçınmalı ve dokunduktan sonra ellerini zamanında yıkamalıdır.
*Toplu bir şekilde beklemekten kaçınmalı ve diğer hastalardan belirli bir mesafede uzak durmalıdır.
*Pandemi polikliniği, pandemi servisi, acil servis vb. alanlarda yürünmemelidir.

Hastanede yatış sırasında hastalarımızın ve yakınlarının kendini koruması:
*Hasta ziyaretlerinden kaçınılmalıdır.
*Eğer hastaya refakat edilmesi gerekiyorsa, sabit bir kişi belirlenmeli ve dışarı çıkılmamalıdır.
*Hastalar ve aileleri tıbbi cerrahi maskeleri doğru şekilde takmalıdır.
*Öksürürken veya hapşırırken dirsek iç yüzleri veya kağıt havlular kullanılmalıdır. Solunum salgılarına temas edildiyse eller akan suyla yıkanmalıdır.
*El hijyeni için; öksürme veya hapşırma sonrası, maskeyi çıkardıktan sonra, hastanedeki ortak alanlara dokunduktan sonra,
hastanın bakımına katıldıktan sonra, yemeklerden önce ve sonra, yüzeylere temas ettikten sonra, herhangi bir kirlenmeden sonra eller sabunla 20 saniye yıkandıktan sonra akan su ile durulanmalı, gerekirse eller hemen yıkanamadığında alkol içeren el dezenfektanı kullanılmalıdır. Eller iyice temizlendikten sonra, temiz bir havlu veya kağıt havlu ile kurulanmalıdır.
*Hastaneden ayrılırken diğer servis alanlarında bulunulmamalıdır.
*Diğer hastalar ve aile üyeleri ile iletişim azaltılmalı, kişiler ile en az 1.5 metre mesafe koyulmalı, maskesiz konuşulmamalı ve diğer hastaların ve aile üyelerinin eşyalarına ve yataklarına dokunulmamalıdır.

‘Tütün kullanımı corona riskini 14 kat arttırıyor’

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

haberinpesinde.com - Şanlıurfa Haber - Urfa Haber - Urfa Haber Sitesi - Şanlıurfa Haber Sitesi - Şanlıurfa Haber - En Yeni ve En Doğru Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!