G-CV0ZL47F6D
USD32,40
EURO34,76
GBP40,63
BIST9.983,98
GR. ALTIN2.435,61
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

Türkiye-Çin ilişkilerinde yeni bir dönem mi başlıyor?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye-Çin ilişkilerinde yeni bir dönem mi başlıyor? / Haberin Peşinde Urfa

Bir güne sığan diplomasi trafiğinin ardından tarafların yaptığı açıklamalar Ankara-Beijing arasındaki ilişkilerin yeni dönemi olarak okunabilir. Zira resmi açıklamaların ötesinde ilki ülkeyi birbirine yakınlaştıracak iki temel gerçeklik bulunuyor.

Bir güne sığan diplomasi trafiğinin ardından tarafların yaptığı açıklamalar Ankara-Beijing arasındaki ilişkilerin yeni dönemi olarak okunabilir. Zira resmi açıklamaların ötesinde ilki ülkeyi birbirine yakınlaştıracak iki temel gerçeklik bulunuyor.

Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Üyesi ve Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü Wang Yi’nin Türkiye ziyareti sona erdi. Wang Yi ve beraberindeki heyet Dışişleri Bakanı Hakan Fidan liderliğindeki ekip tarafından ağırlanırken, görüşmeler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabulü ile devam etti. Bir güne sığan diplomasi trafiğinin ardından tarafların yaptığı açıklamalar Ankara-Beijing arasındaki ilişkilerin yeni dönemi olarak okunabilir. Zira resmi açıklamaların ötesinde ilki ülkeyi birbirine yakınlaştıracak iki temel gerçeklik bulunuyor. Bunlardan ilki Türkiye ve Çin’in küresel toplumu meşgul eden krizlere çözüm bulma çabaları.

Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Üyesi ve Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü Wang Yi’ ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan görüşmeler öncesi basına el sıkışarak poz verdi.

Uluslararası ilişkilerde “sorumlu güç” statüsünü kuvvetlendirmek isteyen Çin yönetimi 2021 yılından bu yana sırasıyla Küresel Kalkınma, Güvenlik ve Medeniyet İnisiyatiflerini duyurdu. Bu çağrılar arasında yer alan Küresel Güvenlik İnisiyatifi, mart ayında Çin’in ev sahipliğinde başarıya ulaşan Suudi Arabistan-İran barışı ile ses getirdi. Uluslararası topluma sürdürülebilir bir güvenlik mimarisi sunmak isteyen Çin yönetimi, Ukrayna, Filistin ve Suriye krizlerine çözüm için de adımlarını hızlandırdı. Ukrayna krizinin yıldönümünde 12 maddelik barış için çerçeve planı duyuran Çin, sorunla ilgilenmek üzere bölgeye özel bir elçi atadı. Çin benzer bir yaklaşımı Filistin dosyasında sürdürüyor.

İKİ BAŞKENTTE YOĞUN DİPLOMASİ TRAFİĞİ

Filistin lideri Mahmud Abbas’ı 13-16 Haziran günlerinde başkent Beijing’de ağırlayan Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, krize 3 maddelik bir yol haritası ile yanıt verdi. Çin ve Filistin ilişkilerinin stratejik ortaklık seviyesine çıktığı ziyarette duyurulan 3 maddelik yol haritasının merkezinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması yer alıyor. Çin yönetimi 2023 yılında da 4 maddelik bir barış planı duyurmuş ve dahası 2017’de müzakerelere ev sahipliği yapmayı teklif etmişti. Filistin lideri Mahmud Abbas’ın ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da kısa süre içinde Çin’e dördüncü ziyaretini yapması bekleniyor.

Filistin lideri Mahmud Abbas'ı başkent Beijing'de ağırlayan Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Filistin-İsrail ihtilafına karşı 3 maddelik çözüm önerisi sundu.

Çin, Suriye başlığında ise yine önemli aktörler arasında yer alıyor. Çin'in Orta Doğu Özel Temsilcisi Zhai Jun nisan Şam'a yaptığı ziyarette Suriye sorununun siyasi çözümü ve ülkenin Arap Birliği'ne dönüşünün kolaylaştırması konusunda muhataplarıyla görüş alışverişinde bulunduğunu, ardından ilgili Arap devletlerine Çinli heyetlerin gönderildiği bildirilmişti. Bununla birlikte Rusya, Çin’e Astana Platformu’na dahi olması çağrısında bulunmuş ve Çin Dışişleri Bakanlığı bu davete olumlu yanıt verebileceğini aktarmıştı.

TARAFLAR ÖZEL POZİSYONUN FARKINDA

Ukrayna, Suriye ve Filistin krizlerinin çözümü noktasında Türkiye’nin de özel bir konumu olduğu muhakkak. Batı ülkelerinin aksine Ukrayna krizinde görece denge politikası yürütmeye çalışan Türkiye, aracılık ettiği Tahıl Koridoru ve Esir Takası anlaşmaları ile Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası toplumun takdirini kazandı. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’yi konuk eden Türkiye, tıpkı Çin gibi yakın zamanda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Ankara’da ağırlamaya hazırlanıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (solda) ile Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'yi (sağda) Ankara'da ağırladı.

Türkiye’nin bu konumunun farkında olan Wang Yi, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmesinde Türkiye’nin hem bölgesel hem de uluslararası alanda önemli bir rol oynamasını desteklediklerini belirtti. Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi de görüşmenin ardından yayınladığı açıklamada “Cumhurbaşkanımız Erdoğan, küresel ve bölgesel meselelerde önemli roller üstlenen iki ülkenin daha yoğun iş birliğine sahip olması yönündeki temennisini dile getirdi.” ifadelerini kullandı.

Çin ve Türkiye arasındaki temasları haberleştiren Reuters haber ajansının gelişmeleri Ukrayna krizi merkezli okuyucularına aktarması bu anlamda sürpriz sayılmamalı. Uluslararası diplomasideki gelişmeler ve tarafların niyeti göz önüne alındığında Türkiye-Çin yakınlaşmasının küresel topluma yeni alternatifler sunma ihtimali bulunuyor.

İKİLİ İLİŞKİLERDE BRICS ÇARPAN OLABİLİR

Türkiye ve Çin'i birbirine yaklaştıracak diğer bir etken ise Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu malum tablo. Ekonomideki sorunlar Ankara yönetiminin BRICS’e olan ilgisini belirginleştirebilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018 yılında BRICS liderler zirvesine özel davetli olarak katılmasının ardından dönemin BRICS Uluslararası Forumu Başkanı olan Purnima Anand, Türkiye’nin platforma katılmak istediğini söylemişti. Anand, “Bence bu çok iyi, genişleme her zaman olumludur. BRICS’in etkisi artmaya devam edecek.” derken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den de 2022’de Türkiye’ye davet mesajı geldi.

Kremlin’in resmi sitesinde yer alan açıklamaya göre Rusya lideri Putin, Türkiye ile ticaretin geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 230 arttığını anımsatarak “Birlikte çalışırsak sadece artıları alırız.” dedikten sonra “BRICS çerçevesinde” diye ekledi. 

BRICS dünya çapında nüfusun yüzde 40’ını, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 23’ünü temsil ediyor.

Ağustos ayında yapılacak BRICS zirvesinin gündemi genişleme ve dolar hegemonyasına karşı atılacak adımlar olacak. Bu nedenle Türkiye, süreci hızlandırmak isteyebilir. Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek, 2014 yılında Başbakan Yardımcısı iken yaptığı açıklamada BRICS ve onun Yeni Kalkınma Bankası’nın gücüne işaret ederek 'Onların vereceği projelerden yararlanmak için üye olunması gerekiyor. Sırf onun için şu anda ciddi ciddi üye olmayı değerlendiriyoruz.' değerlendirmesinde bulunmuştu.

Şimşek her ne kadar ekonomik sorunlara Batı kaynaklı Ortodoks politikalarla yaklaşsa da BRICS’in artan etkisi ve Türkiye’nin mecburiyetleri farklı senaryoları düşünmeyi gerekli kılıyor. Nitekim BRICS dünya çapında nüfusun yüzde 40’ını, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 23’ünü, mal ticaretinin yüzde 18’ini temsil etmesi, maden rezervinin yüzde 60’ını elinde bulundurması ve tahıl ürünlerinin yüzde 40’ını üretmesi ile biliniyor.

ORTA KORİDOR VE KALKINMA YOLU PROJESİ

Ankara-Beijing arasındaki tek kaldıraç elbette BRICS değil. Kuşak ve Yol ile doğrudan yatırımlar Türkiye ve Çin için vazgeçilmez önemde. Kuşak ve Yol bağlamında Orta Koridor Çin nezdinde öneminin giderek artması sürpriz olmayacaktır. Zira Ukrayna krizi sonrasında Rusya merkezli Kuzey koridoru yerine Türkiye merkezli Orta Koridor daha fazla tercih edilir hale geldi.

Türkiye ortaya çıkan fırsatı değerlendirmek üzere Orta Asya devletleri ile lojistik ve gümrük bekleme süresi gibi teknik adımları atarken siyasi iş birliğini de derinleştirdi.  Son olarak Orta Asya liderlerini Xi'an'da ağırlayan Çin'in bölgedeki değeri ise tüm gözlemciler tarafından kabul ediliyor. Bununla birlikte Türkiye'yi kıymetlendiren bir diğer proje de Irak başta olmak üzere Orta Doğu ile ilerletilen Yeni Kalkınma Yolu projesi.  Türkiye bu sayede hem Orta Koridor hem de Yeni Kalkınma Yolu ile Avrupa'ya çıkışın adresi olabilir.

Çin'in 2013 yılında duyurduğu Kuşak ve Yol İnisiyatifi, Avrasya ülkelerini tekrar ticaretin merkezinde taşıyabilir.

İki devlet bölgeyi rekabet değil iş birliği sahası olarak tanımladıkları takdirde “kazan-kazan” denkleminin ortaya çıkması kaçılmaz. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi Wang Yi’nin ziyaretinin ardından yayımladığı açıklamada “Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi ile Türkiye’nin Orta Koridor Girişimi'ni uyumlaştırma çalışmalarına hız verilmesi konusunu dile getirerek, bu maksatla tesis edilen Üst Düzeyli Çalışma Grubu’nun ilk toplantısını da gerçekleştirmek istediklerini kaydetti.” denildi. Çin’in CGTN kanalı ise Beijing yönetiminin Türkiye ile iş birliğini derinleştirmek ve Kuşak Yol-Orta Koridor sinerjisini artırmak için hükümetler arası mekanizmaları hayata geçirmekte istekli olduğunun altını çiziyor. Ekim ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çin’de düzenlenecek Kuşak ve Yol Forumu’na katılıp katılmayacağı ise henüz netleşmiş değil.

Öte yandan Türkiye için bu süreçte Çin’den gelmesi muhtemel yabancı yatırımların önemi ortada. Tam da bu nedenle hafta içinde Türkiye'nin Beijing Büyükelçiliği bir resepsiyon düzenledi. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından 'Türkiye Yüzyılı Yatırım Resepsiyonları'na Çin iş dünyasından 500'ün üzerinde yönetici ve temsilcinin katılımıyla gerçekleştirildi.

1.200'den fazla Çinli şirkete ev sahipliği yapan Türkiye’de Çin yatırımları 3 milyar doları aşarken bu rakamın savunma sanayisi gibi alanlarda artması sürpriz olmayacaktır. Nitekim İstanbul'da devam eden Savunma Sanayi Fuarı'na Çin'den 70'in üzerinde şirket katılırken bu rakam ABD için sadece 5 olarak kayıtlara geçti.

Kısacası Türkiye ve Çin arasında yeni dönemde başka bir yazıda yer verilecek tüm meydan okumalara karşın yeni bir denklemi ortaya çıkartacak etkenler mevcuttur.

Kaynak Çin Uluslararası Radyosu

Hibya Haber Ajansı

Türkiye-Çin ilişkilerinde yeni bir dönem mi başlıyor?

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

haberinpesinde.com - Şanlıurfa Haber - Urfa Haber - Urfa Haber Sitesi - Şanlıurfa Haber Sitesi - Şanlıurfa Haber - En Yeni ve En Doğru Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!