G-CV0ZL47F6D
USD32,26
EURO34,73
GBP40,63
BIST10.267,09
GR. ALTIN2.409,80
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

Besin alerjisi son 10 yılda iki kat arttı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son 10 yılda iki kat artış gösteren besin alerjileri sonucu her 100 bebeğin 6’sında besin alerjisi görülüyor. Peki besin alerjisine karşı ne yapabiliriz?

Değişen yaşam koşulları, çevre kirliği ve genetik nedenler, çocuklarda besin alerjisi görülme sıklığını son 10 yılda iki kat artırdı. Öyle ki besin alerjisi her 100 bebekten 6’sında görülen bir sorun haline geldi. Peki çocuklarımızı besin alerjisinin sonuçlarından korumak için neler yapabiliriz? Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Gülbin Bingöl, Pudra.com okuyucuları için anlattı.

4 yaşından küçük çocuklarda; besini reddetme, yutma güçlüğü, sebepsiz ağlama, uyku bozukluğu, karın ağrısı, kusma, iştah azalması ve kabızlık gibi şikayetlerin besin alerjisi belirtisi olabileceğini söyleyen Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Gülbin Bingöl, “Alerjinin pek çok farklı belirtisi var. Özellikle bebekler ve küçük çocuklar şikayetlerini dile getiremediği için anne babaların dikkatli bir gözlemci olmaları gerekiyor.” dedi.

Bebeklik döneminde maruz kalınan alerjenlerin; zamanlaması, miktarının yanı sıra erken dönemde mikrobiyal çevredeki değişiklikler ve D vitamini eksikliği gibi etmenlerin alerjinin artış nedenleri arasında sayıldığını ifade eden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, alerjiler hakkında ayrıntılı bilgi verdi.

En alerjik 8 besin

Besin alerjisinin de doğal olarak alınan gıdalara karşı vücutta meydana gelen tepkimelerin genel adı olduğunu anlatan Prof. Dr. Gülbin Bingöl, besin alerjisinin giderek artan bir sağlık sorunu olduğunu vurguluyor. Bu alerji türünün son 10 yılda iki kat daha çok görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Gülbin Bingöl, sözlerine şöyle devam ediyor:

  • “En sık görülen 8 besin alerjisini; inek sütü, yumurta, yer fıstığı, ağaçta yetişen kuru yemişler, buğday, soya, kabuklu deniz ürünleri ve balık olarak gruplamak mümkün.
  • Bu alerjenler, ülkemizde sayısı 6,5 milyonu bulan 0-4 yaş grubundaki çocukların 350 binini etkiliyor.
  • Bebeklerin yüzde 6’sında, çocukların yüzde 4’ünde görülen bu alerji türü, ergenlikte yüzde 2 oranına, yetişkinlikte ise yüzde 1’e düşüyor.”

En yaygın belirti; ciltte kızarıklık

  • Besin alerjisi sıklıkla cilt, mide-bağırsak ve solunum sisteminde meydana gelen bulgularla kendini gösteriyor.
  • Kaşıntı, kızarıklık, ürtiker (kurdeşen), egzama, dudaklarda ve göz çevresinde şişlik gibi belirtilerin alerjik bünyeye sahip bebek ve çocukların yüzde 50-60’sında ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, “Yine aynı oranda görülen mide ve bağırsak sisteminde de kanlı dışkılama, dışkıda mukus, bulantı, kusma, karın ağrısı, kolik, kabızlık ve ishal gibi bulgular görülüyor. Solunum sistemindeki belirtilere ise daha az rastlanıyor.
  • Hastaların yüzde 20-30’unda burun akıntısı, kaşıntısı, hapşırma, boğazda kaşıntı hissi, sesin kabalaşması, yutma güçlüğü, öksürük, hışıltı ve nefes darlığı izleniyor.
  • Ancak tüm bunların ötesinde anaflaksi (şok tablosu) durumunda tansiyon düşüklüğü, bayılma, çarpıntı, solukluk, baş ağrısı ve bilinç bulanıklığı yaşanıyor” diyerek belirtiler hakkında ayrıntılı bilgi veriyor.
  • Prof. Dr. Gülbin Bingöl, 4 yaşından küçük çocuklarda besini reddetme, yutma güçlüğü, sebepsiz ağlama, uyku bozukluğu, karın ağrısı, kusma, iştah azalması ve kabızlık gibi şikayetlerin de gözden kaçırılmaması gerektiğini vurguluyor.

Besin alerjisi, çok önemli sağlık sorunlarına yol açabileceğinden ciddiye alınması gerekiyor. Erken tanı ile alerjiye neden olan besinlere yönelik önlemlerle ciltte, mide-bağırsak ve solunum sistemindeki şikayetlerin giderilebileceğini ve bunun da hem çocuğun hem de ailesinin hayat kalitesinin düzelmesine yardımcı olacağını ifade eden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, “Ciddi besin alerjilerinde şok tablosu ve hayatı tehdit edecek reaksiyonlar önlenebilir” diye konuşuyor.

Hangi durumda mutlaka hekime başvurmak gerekir?

Peki, anne babalar ne zaman hekime başvurmalı? Bebek ve çocuklardaki bulguların yakından takip edilmesinin önemine değinen Prof. Dr. Gülbin Bingöl, şöyle devam ediyor:

“Anlattığımız belirtiler varsa yani bebeklerde kakada kan, mukuslu (sümüklü) kaka, düzelmeyen kusma, nedeni belli olmayan ağlama ve huzursuzluk, ciltte döküntü izleniyorsa mutlaka hekime başvurulmalıdır. Bu bulgular anne sütü alırken bile olabilir. Çünkü besin proteinleri anne sütünden bebeğe geçer. Bu tür bulguları olanlar özellikle şok tablosu yaşayanların doktor kontrolünde olması gerekir.”

İlerleyen yaşla birlikte azalıyor

Genel olarak yaşam kalitesini etkileyen bu sorunların ve besin alerjisinin yaşla birlikte azalması, hatta tamamen ortadan kaybolması mümkün. İnek sütü, yumurta, buğday ve soya alerjilerinin bir kısmının ilk bir yaşta düzeldiğini, 5-10 yaş civarında da iyileşme oranının yarıyı geçtiğini kaydeden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, “Ancak ergenliğe kadar tolerans gelişimi devam edebilir. Yer fıstığı, ağaçta yetişen kuru yemişlerin vücut tarafından kabul edilmesinde gelişim daha yavaş olur. Bazen de alerji hep devam eder. Aynı şekilde, balık ve kabuklu deniz hayvanlarına karşı alerji de genellikle sürer” diyor.

Kesin tedavisi yok ama kaçınmak mümkün!

Besin alerjisinin kesin tedavisi bulunmuyor. Ancak önlenmesine yönelik kimi tedbirlerin Avrupa Alerji ve Klinik İmmunoloji Akademisi’nin çeşitli çalışmaların ardından rapor oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, “Varılan sonuçlara göre, ilk bir hafta bebeğe inek sütü içeren formül mama verilmemeli. İyi pişirilmiş yumurta, ek gıdaya geçiş döneminde verilebilir. Ayrıca yer fıstığı alerjisi sıklığı yüksek toplumlarda beslenmeye geçişte yer fıstığı da verilecek gıdalar arasına eklenebilir” diyor.

Anaflatik şoka karşı tedbir alın

Besin alerjisi tedavisi sürecinin temelini, alerjiye neden olan yiyeceğin beslenmeden çıkarılması oluşturuyor. Bebek anne sütü ile besleniyorsa annenin de o yiyeceklerden uzak durması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Gülbin Bingöl, uyarılarını “Egzama gibi besin alerjisinin neden olduğu bulguların tedavisi de önemlidir. Yine şok riski olan hastalarda adrenalin otoenjektörlerinin (adrenalin kalemleri) taşınması gerekir. Çocuk okula ya da kreşe gidiyorsa, bu kalemlerden oralarda da bulundurulmalı ve hangi durumlarda kullanılması gerektiği konusunda çocuğa ve öğretmenlere bilgi verilmelidir” diye sürdürüyor.

besin alerjisi,bebeklerde besin alerjisi,alerjiler,çocukluk dönemi alerjileri,besin alerjisi nedenleri,besin alerjisi sebepleri,katı gıdaya geçişte besin alerjisi,devamı…,gıda alerjisi,çocuklarda besin alerjisi

pudra
Besin alerjisi son 10 yılda iki kat arttı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

haberinpesinde.com - Şanlıurfa Haber - Urfa Haber - Urfa Haber Sitesi - Şanlıurfa Haber Sitesi - Şanlıurfa Haber - En Yeni ve En Doğru Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!