G-CV0ZL47F6D
USD32,23
EURO35,13
GBP40,90
BIST10.175,37
GR. ALTIN2.473,54
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

Ailede virüsün yayılma oranı yüzde 60

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ailede virüsün yayılma oranı yüzde 60 / Haberin Peşinde Urfa

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Deniz Çalışkan, ailedeki bireylerin corona virüsü birbirlerine bulaştırma olasılığının yüzde 60 olduğunu belirterek, “Yani yüzde yüz değil. Ailede birisi hasta olduğunda herkes hasta olacak diye bir kural yok” dedi. 

Sağlık Bakanlığı Toplumda Salgın Yönetimi Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Çalışkan, vaka artışının kapalı mekan, kalabalık ve kötü havalandırma gibi nedenlerden dolayı yaşandığını söyledi.

Prof. Dr. Çalışkan, “Biz ne kadar ‘ev içinde misafir kabul etmeyin’ desek de karantina günlerinde bile komşuculuk, misafir gelip gitmeler var. Özellikle insanların akrabaları ile birlikte maaile yaşadıkları aile apartmanları var ve ne yazık ki buradaki iletişim ve teması kesmek mümkün değil. Ev, iş yeri, toplu ulaşım yaşamımızın en büyük zamanın geçtiği yerler. Kademeli mesai etkili oldu; ama iş yeri ortamında da önemlerde sıkı bir tedbir var. Fakat kapalı ortamda çalışırken tedbir alan çalışan, kahve-çay arasında arkadaşı ile birlikte maskesiz olarak çay kahve ya da sigara içiyor ve mesafeye dikkat etmiyor. corona virüse çok basit bir noktada yakalanıyoruz. Corona virüs tedbirlerinde denizi geçiyoruz, diz altı suda boğuluyoruz. O yüzden tüm alanlarda maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymamız gerekiyor” dedi.

‘AİLEDEKİ BİREYLERİN BULAŞTIRMA OLASILIĞI YÜZDE 60’

Aile içi bulaşla ilgili ABD’de yapılan bir çalışmanın sonucunda bulaştırma olasılığının çok yüksek çıktığını anlatan Prof. Dr. Çalışkan, “Ailedeki bireylerin birbirine bulaştırma olasılığı yüzde 60’lar civarında. Yani yüzde yüz değil. Yani ailede birisi hasta olduğunda herkes hasta olacak diye bir kural yok. Eğer tedbirlere uyulursa bulaş oranı giderek düşecek. Özellikle konut koşulları kötü olan, kalabalık olan hanelerde bu risk daha fazla. Biz evde hasta takibinde ya da temaslı takibinde hastanın ayrı odasının olmasını, mümkünse ayrı banyo ve tuvaletinin olmasını istiyoruz. Ülkemizde insanlar ne yazık ki kendi evlerinde kalmayı daha çok tercih ediyor. Özellikle çocuklu aileler çocuğunu bırakabilecekleri yer olmadığı için bir izolasyon mekanına gitmeyi yeğlemiyorlar. O yüzden ev koşullarını iyi hale getirmemiz gerekiyor. Evde en çok dikkat edilmesi gereken ise havalandırma. Hava sirkülasyonu çok önemli; ama maske ve kalabalığı azaltma da son derece önemli. Bu basit kurallara uyduğunuz taktirde çok büyük kapatmalara, hayatı durdurmalara ihtiyaç kalmayacak” ifadelerini kullandı.

‘KATI BİR TEDBİRLE BU İŞTEN KURTULABİLME OLASILIĞI GÖZÜKMÜYOR’

Prof. Dr. Çalışkan, Türkiye’nin önlemleri alırken kademeli bir geçiş yaptığını hatırlatarak, “Yapılan çalışmalarda alınan önlemlerin etkililiği konusunda da yayınlar çıkmaya başladı ve burada birbirini takip eden daha yumuşak önlemlerin bir paket halinde birlikte alınması ve bunların sonuçlarının izlenerek dozunun arttırılması son derece uyumu arttıran bir faktör. Çok katı bir tedbirle kısa sürede bu işten kurtulabilme olasılığı bu kadar büyük bir ülkede çok olası gözükmüyor. O yüzden kademeli geçişin etkilerini görmeye başladık. Bazı illerde plato dediğimiz düzleşme, bazılarında da iniş başladı. İl il açıklama yapıyoruz. Çünkü her ilin koşulları birbirinden farklı. Hatta ilçeler arasında da fark var. Ankara’nın Çankaya’sıyla, Mamak’ı, Altındağ&ı aynı değil. O yüzden ilçe bazında da bu kontrol, filyasyon, vaka takibi, temaslı izlemleri şu anda dünyada da aşıdan bile daha önemli önlemler olarak ortaya çıkıyor. Siz vakayı iyi tespit edersiniz, onun temaslarını bulursanız, o vaka kimden hastalığı aldı filyasyonunu yaparsanız bu en az aşı kadar önemli bir tedbir deniliyor. O yüzden tedbirlere uymamız gerekiyor. Aşı tek çözüm değil, birden fazla uygulamayı bir arada kademeli yapmak daha uygun” değerlendirmesinde bulundu.

‘YOĞUN BAKIMDA KALIŞ SÜRESİ AYLAR OLABİLİYOR’

Hastanedeki doluluk oranlarının yüksek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çalışkan, “Çünkü bir vaka hastaneye hele hele yoğun bakım ihtiyacı söz konusuysa hastanede kalış süresi çok uzun. Biz bulaşı azaltıcı yönde yaptığımız müdahalenin etkisini 2 hafta içerisinde görebiliyoruz; ama yoğun bakım koşullarında kalan kişinin hastanede kalış süresi aylar olabiliyor. 3 ay, 6 ay yoğun bakım koşullarında kalan ve iyileşen taburcu olan hastalarımız var. O yüzden yatak doluluk oranlarını belirli bir seviyede tutmaya çalışıyoruz. Bunun aşılmasını düşünmek bile istemiyoruz. Bunu aşan ülkeler oldu, İtalya örneğinde olduğu gibi. Bunlar bizim hekim olarak kabul edebileceğimiz koşullar değil. O yüzden lütfen önlemlere uyalım bulaşı en aza indirelim” ifadelerini kullandı.(DHA)

Ailede virüsün yayılma oranı yüzde 60

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

haberinpesinde.com - Şanlıurfa Haber - Urfa Haber - Urfa Haber Sitesi - Şanlıurfa Haber Sitesi - Şanlıurfa Haber - En Yeni ve En Doğru Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!