G-CV0ZL47F6D
USD32,22
EURO34,77
GBP40,62
BIST10.267,09
GR. ALTIN2.409,68
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

Küresel terörizmin ana sponsoru

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Küresel terörizmin ana sponsoru / Haberin Peşinde Urfa

İsveç ve Finlandiya, NATO üyeliği için başvuru kararı aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce “iki ülkenin NATO üyeliğine olumlu bakmadığını” söyledi. 24 saat sonra sözcüsü İbrahim Kalın, “iki ülkeye kapıyı kapatmadık” diyerek bir düzeltme yaptı.

İsveç ve Finlandiya, NATO üyeliği için başvuru kararı aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce “iki ülkenin NATO üyeliğine olumlu bakmadığını” söyledi. 24 saat sonra sözcüsü İbrahim Kalın, “iki ülkeye kapıyı kapatmadık” diyerek bir düzeltme yaptı.

Ancak Erdoğan dün, bu kez daha net bir şekilde veto kartını kullanacağını dile getirdi: “Teröristleri teslim etmeyeceklerine dair mesajları var. Türkiye’ye yaptırım uygulayan ülkelerin NATO’ya girmesine ‘evet’ demeyiz.”

Erdoğan, Finlandiya ve İsveç heyetlerinin Türkiye’ye ziyaretiyle ilgili de, “İknaya mı gelecekler? Kusura bakmasınlar, yorulmasınlar.” dedi.

AKP’NİN NATO ÇARKLARI

Türkiye’nin terör destek veren ülkelere karşı veto kartını kullanması elbette hakkıdır, kullanmalıdır, kamuoyunun çok büyük bir kısmı da o vetoyu alkışlayacaktır. Ancak konu NATO olunca, AKP’nin “veto” söylemlerinin kısa sürede tersine döndüğü de bir vakıadır.

Örneğin, Erdoğan’ın 2009’da Danimarka Başbakanı Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği adaylığına karşı çıkıp sonra onaylaması gibi…

Örneğin, Erdoğan’ın 2013’te “NATO’nun Libya’da ne işi var” diye rest çekip operasyona karşı çıktıktan kısa bir süre sonra, “NATO, Libya’nın Libyalılara ait olduğunu tespit ve tescil etmek için bu ülkeye girmelidir” şeklinde tarihe geçecek bir gerekçeyle geri adım atması ve operasyona katılması gibi…

ERDOĞAN BİR AY ÖNCE DESTEK VERMİŞTİ

Erdoğan, bir kez daha NATO konusunda söylediğinin tersini yapacak mı, yine geri adım atıp Türkiye’nin ağırlığını zayıflatacak mı, göreceğiz…

AKP cephesindeki ağırlıklı görüş; Erdoğan’ın veto kartının pazarlık amaçlı ve İsveç ile Finlandiya’nın teröre desteğini kesmeye yönelik olduğu, bu konuda kısmi bir başarı kazandığı taktirde üyeliklerini onaylayacağı şeklinde…

Bu türden bir pazarlığın işe yarayıp yaramayacağı bir yana, Erdoğan’ın daha bir ay önce Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinisto’ya şu söyledikleri, vetonun “teröre destek” gerekçesini zayıflatıyor: “Açık olmak gerekirse biraz kafam karıştı çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaklaşık bir ay önce bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim ve benden önce inisiyatif aldı ve ‘NATO’ya başvuruyorsunuz ve biz bunu olumlu değerlendireceğiz’ dedi. Kendisine teşekkür ettim ve teşekkürün karşısında çok memnun oldu. Yani anlayacağınız, kafam biraz karıştı. İki gün önce duyduklarımız farklıydı. Dün yeniden Türkiye’nin üyeliğimize açık olduğunu duyduk fakat hayıra dönüştü ya da olumsuza dönüştü diyelim. Sanırım şu anda net bir yanıta ihtiyacımız var.”

Haliyle bir ay önce Finlandiya’nın NATO üyeliğine “teröre destek” gerekçesi olmadan destek verip, bir ay sonra “teröre destek” gerekçesiyle karşı çıkmak, pazarlık argümanını zayıflatıyor.

ADRES İSVEÇ DEĞİL ABD

Dolayısıyla konu pazarlıktan ziyade, Erdoğan’ın iç kamuoyuna “uluslararası siyasette önemli bir aktör olduğunu” resmedebilme hamlesi olarak da yorumlanabilir. Zira Erdoğan’ın kötüye giden ekonomi nedeniyle içeride pozisyonunu sağlam göstermeye ihtiyacı var. Diğer yandan mesele teröre destek ise, pazarlığın ve kavganın adresi İsveç ve Finlandiya değil, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmalıdır!

Çünkü terörizmin asıl destekçisi ABD’dir; dahası ABD küresel terörizmin ana sponsorudur.

İsveç ve Finlandiya da, diğer devletler de teröre, ABD destek verdiği için destek vermektedir. ABD destek vermese, ne İsveç ne de Finlandiya, ne de çok daha büyük Avrupa devletleri teröre destek verebilir.

O nedenle asıl mesele ABD’nin teröre desteğini kesebilmektir.

ABD’NİN TERÖRE DESTEĞİ NASIL KESİLİR?

Üstelik bu mümkündür: Suriye’de Esad yönetimi ile anlaşarak, bölgede Ankara-Şam-Bağdat-Tahran hattı inşa ederek, dört ülkeyi ayrı ayrı hedef alan terör örgütlerini karşılıklı terör örgütü kabul edip topluca mücadele ederek, terör sorunu ABD’ye karşı esastan çözülebilir.

NATO içinde pazarlık yaparak ABD’nin PKK’ye desteğinin kesilemediği de, ABD’nin FETÖ gibi gladyo yapılarıyla açık darbe girişiminde bulunabildiği de görüldü, yaşandı…

Dolayısıyla Türkiye bu meselede yığınağı esasa yapmalı ve doğrudan ABD’nin teröre desteğine karşı kartlarını kullanmalıdır. Bu arada İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerinin veto edilmesi de, bu stratejiyi besleyen bir taktik hamle olarak elbette değerli olacaktır, olabilecekse…

Dahası bu iki ülkenin, Türkiye ya da bir başka ülke tarafından NATO üyeliklerinin veto edilebilmesi, savaşın Avrupa’nın geneline sıçrama riskini de önleyecektir.

Kaynak Çin Uluslararası Radyosu-Mehmet Ali Güller
Hibya Haber Ajansı

Küresel terörizmin ana sponsoru

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

haberinpesinde.com - Şanlıurfa Haber - Urfa Haber - Urfa Haber Sitesi - Şanlıurfa Haber Sitesi - Şanlıurfa Haber - En Yeni ve En Doğru Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!