Ailesinin yaşadığı maddi imkânsızlıklarına son vermek için çiftçilik yapmaya başlayan Elmas Geniş, azmi ve girişimleriyle yıllardır üretmeyen Gerenköy’ü küllerinden yeniden yarattı. Kansere inat her anını üretime adayan Geniş, köye çiftçilikle birlikte refahı getirmenin gururunu yaşıyor.
Elmas Geniş, 42 yaşında. Aşık olduğu ve evlendiği adamın köyüne 2005 yılında taşınarak, çocukluğunda köyde yaşamak hayalini de gerçekleştirmiş. Geldiği köyde kısa sürede yanlış giden bir şeylerin olduğunu sezen Geniş, engelleri aşarak, projelerle köye çiftçilikle birlikte refahı da getirmiş. Sürekli çalışan, üreten, yeni projeler geliştiren, ben değil biz diyen, “köyüme, köylüme başka neler kazandırabilirim” deyip yerinde duramayan Elmas Geniş, aklından dahi geçirmediği rahim kanserine 40 yaşında, 2018’de yakalanmış.
Kanserle hala mücadele eden Geniş, tedavisini yatağa bağımlı olarak değil, tarlada, bağda, bahçede devam ettiriyor. Geniş, “Hasta olmama rağmen, bu sene tezgaha ne çıkartabilirimin derdindeyim çünkü ben buna mecburum. Her şeye rağmen üretmeye, ekmeye devam ediyorum” dedi.
Yanlış giden bir şeyler vardı
Demek ki köyde yanlış giden bir şeyler var” deyip işe koyulan Geniş, “Eşim çiftçi fakat yanlış giden bir şeylerin olduğunu sezdim. Çünkü koca bir sene çalışıyoruz ama en ufak bir kazancımız olmuyordu. Elde avuçta bir şey yok. Kendi kendime, bu böyle olmaz dedim. Önce esnaflık yapalım dedim. Eşimin bağ-kuru olsun istedim. Çünkü eşimin üzerine kayıtlı hiçbir şeyi yoktu. Birkaç zaman denedik sonra baktım esnaflık olmayacak. Eşim tarlaya, toprağa alışık. Esnaflık onu bağlardı. Biz de bildiğimiz, köylünün yapması gereken çiftçiliğe baş koymaya karar verdik” dedi.
Eşi ile verdikleri kararla birlikte sebze ekmeye başlayan Geniş, bu kez de elde ettikleri ürünleri nasıl pazarlayacakları konusunda sıkıntı yaşamaya başladıklarını ifade ediyor. Bu noktada bir desteğe ihtiyacı olduğunun altını çizen Geniş, İzmir Tarım ve Orman İl Müdürlüğünü arayarak destek istediğini belirtiyor. Geniş, şu şekilde devam ediyor: “Eşimle hemen sebze ekmeye karar verdik. Kendi yetiştirdiğimizi kendimiz pazarlayalım dedim. Tamam güzel ama nerede satacağız? Satış yeri yok. Bir pazar yeri alamazdık çünkü dünyanın parasını istiyorlar. Tarım ve Orman İl Müdürlüğünü aradım. Böyle bir şey düşündüğümüzü aktardım. Ne yapabiliriz diye sordum? Müdürlükten bana; ‘Elmas abla güzel bir projemiz var, gel bizimle bir gez, gör’ dediler. Sonra beni Seferihisar Sığacık’a götürdüler. Oradaki pazarı ilk kez gördüm. Herkes bir şey satıyor. Dedim ne güzel bir şeymiş. Oradan geldim ve soluğu Foça Kaymakamlığında aldım. Dedim ki ‘Biz Gerenköy’de yaşıyoruz ve bir sürü kadın üretmek istiyor bize ürettiğimizi pazarlamak için bir yer lazım.’ Allah razı olsun beni kırmadı. Bize köyden bir yer verdi. Dönemin Foça Belediye Başkanı ‘Keşke bana söyleseydin ben sana yer de verirdim, her şey de verirdim’ dedi. Ve kaymakamdan görevi aldı. Böylece köyde ürünlerimizi satabileceğimiz bir pazar yerimiz oldu.”
Köyün sınırlarını aşıldı
Köylü kazandıkça mutlu olan, mutlu oldukça başka işlerin, projelerin peşinde daha fazla aşkla gitmeye başlayan Geniş, bu kez de ham ürünlerden başka ürünler elde etmeye başladı. Bu sayede köyün dışına açılmaya başladıklarını vurgulayan Geniş, İzmir’in farklı bölgelerinden sipariş almaya başladıklarını belirtti. Geniş, “Elimizde kalan sebze ve meyvelerden; turşu, konserve, domates sosu yapmaya başladık. Olayı başka bir noktaya getirdik. Gerenköy’ün Foça’nın dışına açılmaya başladık. İzmir’den insanlar aramaya başladılar. Artık birçok yerden sipariş alıyoruz” dedi.
İlkses